

Ticari Uyuşmazlıklarda İhtiyari Arabuluculuk
Türk hukuk sisteminde ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk kural olarak ihtiyari (isteğe bağlı) olarak başvurulabilen bir yöntem olarak öngörülmüştür. Kanun koyucu, arabuluculuğa elverişli konuları; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıkları olmak üzere çok geniş kapsamlı düzenlemiştir. Örnek vermek gerekirse, bütün ticari işletmeler ve şirketlerden, çek, bono gibi kıymetli evraktan, taşıma işlerinden, gemi ticaretinden, sigortacılıktan, bankacılıktan, ödünç işlerinden, rekabetten, fikri mülkiyetten kaynaklanan uyuşmazlıklar ihtiyari arabuluculuk kapsamındadır.
Bu düzenleme, taraflara, kanuni haklarından ziyade, ticaret veya iş zihniyetini esas alarak, kendi aralarındaki uyuşmazlığı çözme imkanlarını araştırma fırsatı sunmaktadır. Bu türden arabuluculuk; uyuşmazlık olmasaydı, hatta uyuşmazlığa rağmen, uyuşmazlık tarafları arasında süregiden bir ilişkinin olduğu durumlarda özellikle büyük değer taşır. Dava veya tahkim, taraflar arasındaki ilişkiyi tamamen koparabilir; zaten taraflardan birinin kazanan ve diğerinin de kaybeden taraf olarak ilan edildiği bir sistemde böyle bir durum olabileceği apaçık ortadadır.
Arabuluculuk tarafların meseleyi, karara bağlanacak bir dava değil de, çözülecek bir sorun olarak ele almalarını sağlar. Süreç ayrıca ileriye dönüktür; arabulucu, tarafların gelecekte nasıl birlikte çalışacağını da inceler. Yargıda ise hakim, bunun tam aksine, genellikle geçmişte neler olduğunu ortaya çıkarmakla ilgilenir ve kararını bu bulgulara göre belirler. Arabuluculuk bu nedenle, tarafların kendilerinin daha geniş çerçevedeki menfaatlerini kavramalarını sağlamak, geçmişte yaşananlara bir çizgi çekmek ve tarafların geleceğe yürümelerine izin vermek suretiyle, ilişkileri muhafaza etmek ve iyileştirmek için daha elverişli bir yöntemdir.
İhtiyari arabuluculuk aynı zamanda, hukuki giderlerden tasarruf, yönetim zamanı ve fırsat maliyetinden tasarruf, tarafların mahkemede birbirleri hakkında söyleyecekleri bakımından tarafların itibarlarını koruma, ve aleni yargılamada çekişmenin yerel, ulusal veya ticari basında açığa vurulması riskinden kaçınarak, bütün meselenin gizlilik esasıyla ele alınması gibi yan faydalar da sağlar. İlişkinin muhafazası, yalnız iş ile sınırlı değildir. İlişki, sosyal veya sportif olabilir; örneğin kulüp üyeleri, dernekler, cemaat (aynı ibadethanenin müdavimleri) veya topluluklar arasında; veya aile üyeleri, ev sahibi ile kiracı, veya komşular arasında, veya iş arkadaşları arasında, veya aynı okuldaki çocukların ana-babaları arasında olabilir. Ticari uyuşmazlıkların arabuluculuk yolu ile çözümlenmesi sonucunda, taraflar ilişkileri zedelenmeden işlerini devam ettirebilme seçeneğine sahip olacaktır. Sunduğumuz hizmetler arasında; ticari uyuşmazlıklarda ihtiyari arabuluculuk hizmetleri de bulunmaktadır.
Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk
01.01.2019 tarihi itibariyle ticari uyuşmazlıklar bakımından da; dava şartı olarak arabuluculuk getirilmiştir. Yani ticari uyuşmazlığın tarafları mahkemeye değil de, önce arabulucuya başvurmak zorundadır. 19 Aralık 2018 tarihli ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun kapsamında ticari alacak davalarında arabulucuya başvurma şartı getirilmiş ve bu doğrultuda Türk Ticaret Kanunu ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda birtakım değişiklikler yapılmıştır.
Bu kapsamda; TTK’ya madde 5/A eklenerek 4. maddesinde belirtilen davalardan konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunluluğu getirilmiştir. Bu halde bahsi geçen uyuşmazlık hallerinde dava açmadan önce arabulucuya başvurulmuş olunması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Bu nedenle belirtilen ticari uyuşmazlıklarda dava yoluna gidilmeden önce arabulucu başvuru formunu doldurarak öncelikle arabuluculuğa başvurmak bir dava şartı haline gelmiştir. Arabuluculuğa başvurmaksızın açılacak davalar, dava şartı yokluğu sebebiyle dosyanın esasına girilmeksizin usulden reddedilecektir.
Anlaşmazlık Arabuluculuk yoluyla çözülemezse ticari uyuşmazlık tarafları mahkemeye gidebilir. Örnek vermek gerekirse, bütün ticari işletmeler ve şirketlerden, çek, bono gibi kıymetli evraktan, taşıma işlerinden, gemi ticaretinden, sigortacılıktan, bankacılıktan, ödünç işlerinden, rekabetten, fikri mülkiyetten kaynaklanan uyuşmazlıklar zorunluluk kapsamındadır.
Ticari hayatta süreklilik önem arz ettiği için hızlı sonuçlar alınması gereklidir. Arabuluculuk daha hızlı sonuçlar alınabilen bir yol olduğu için daha kısa sürede taraflar kârlı sonuçlara ulaşacaktır ve bu durum tacirlerin hayatlarını kolaylaştıracaktır. Ayrıca, arabuluculuk dava yoluna kıyasla barışçıl bir çözüm yoludur. Ticari uyuşmazlıkların arabuluculuk yolu ile çözümlenmesi sonucunda, taraflar ilişkileri zedelenmeden işlerini devam ettirebilme seçeneğine sahip olacaktır. Sunduğumuz hizmetler arasında; ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk hizmetleri de bulunmaktadır.
Arabuluculuğa Başvuru Usulü
Hukukumuzda Taraflar; arabuluculuğa, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Bu bağlamda; taraflar dava açılmadan önce veya dava devam ederken arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Ayrıca mevzuatımız da; Mahkemeleri, tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatmak ve teşvik etmekle yükümlendirmiştir. Özellikle, ön inceleme duruşmalarında Hâkimler, taraflara arabulucuya başvurmak isteyip istemediklerini sormaktadırlar. Ancak, ülkemizdeki duruşma sürelerinin kısalığı da göz önüne alındığında; bu teşvikin yeterli ve etkili olmadığı da uygulamada görülmektedir. Almanya gibi hukuk sistemleri örnek hale gelmiş ülkelerde, ön inceleme veya anlaşma duruşmalarının(Vergütungstermin), Mahkeme salonu dışında daha rahat bir ortamda ve süre baskısı olmadan yapıldığı da göz önüne alınmalıdır. Yine taraflardan her biri de diğer tarafa, arabulucuya başvuru teklifi gönderebilir. Bu teklife 30 (otuz) gün içerisinde cevap verilmemesi halinde teklif reddedilmiş sayılır.
Bazı ülkelerde; Arabuluculuk, zorunlu bir süreç olarak başlatılmışsa da; Kanunumuzda isteğe bağlı olarak düzenlenmiştir. Ancak, Arabuluculuğun daha etkin hale getirilmesi ve tanınması için, Mahkeme öncesinde başvurmanın zorunlu
hale getirilmesi için yasal düzenlemeler için çaba harcanmaktır.